Bağımlılık kelimesi aslında çok esnek bir kelimedir, önüne getireceğiniz isim tamlamasıyla bu kelimeyi olumlu veya olumsuz yönde kullanabiliriz. Tabiki de bu kelimenin önüne hep olumlu pekiştireç verecek kulağa hoş gelecek isimler kullanmak isteriz. Tıpkı milletine bağlı kalmak, dinine bağlı kalmak sevdiklerine bağlı kalmak gibi. Lakin her bağımlılık bizi böyle sevindirmiyor.
Madde bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı gibi maalesef gençliğimizin başına bela edilen bela olan illetler nerdeyse 12-13 yaşına kadar inmiş ve çocuklarımızı ruhen, fiziken çok kötü etkilemiş durumda. Okullarımızda bu alışkanlıkları engelleyecek önleyecek ve azaltacak farkındalık yaratacak her türlü tedbiri almakta olup bu konuda ülkemizin en büyük sivil toplum kuruluşu olan Yeşilay’ımız bu konularda ülkemizin dört bir yanında her yerde bu konularla ilgili profesyonel eğitim vermektedir. Okullarımıza bilgilendirici ekipmanlar gönderip gençlerimizin bu kötü alışkanlıklardan uzak durmasını sağlamaya çalışıyor.
Peki daha çocuk yaştaki gençlerimizin bu bağımlılığa düşmelerinin sebebi nedir? Hiç düşündük mü kök sorunda ne yatıyor acaba hiç kafa yorduk mu? Acaba sadece öğretmenlerimizin, evlatlarımızla ilgilenmesi kök sorunlara tamamen çözüm olabilecek mi. Peki bu bağımlılıkların kök sorunları nelerdir kaç tanedir? Bunları cevaplayalım. Bu tehlikeli iki bağımlılığının en önemli iki kök sorunu söylüyorum. 1. si ebeveynlerin çocuklarının onlardan istedikleri ilgiyi, ihtiyacı sevgiyle değil parasal olarak doyurmaya çalışması. Aslında bu hareketle ebeveynler çocuklarının bu eksikliğini tamamlamış olmuyor bilakis öteleyerek daha da içsel yalnızlığa düşürüyor. Parasal yönden ihtiyaçları gidermek çocuklara geçici mutluluklar sağlar ve bu mutluluklar kısa sürede tatminsizliğe sebep olur.2. kök sorun ise evlatlarımıza küçük yaşta manevi duyguları vermememizden geçer belki bu cümlem sizlere çok garip gelecek ama vicdan, edep, görgü ve maneviyatı içselleştirmiş bir çocuk, bir delikanlı ne maddenin ne de teknolojinin esiri olamaz. Hiçbir din çağdaşlığı elinin tersiyle yitmez hele ki İslam dini tam anlamıyla yaşandığı sürece zaten çağın ilerisinde yaşamak demektir. Ama cesaret adı altında kendini gösterme adı altında şuurunu kaybedecek kadar kendini bağımlı yapacak olan şeylerin esiri olan şeyleri mubahmış gibi, hakmış gibi göstermez.
Kaybedilen veya kaybedilecek bir fert, toplum adına alınabilecek en büyük yaralardan biridir. Hepimizin Aliler için Ayşeler için kısacası evlatlarımız için sorumluluklarımız var .Hem de geciktirilmemesi ötelenmemesi gereken sorumluluklarımız. İlmin her dalı bizim için önemlidir. Uğraştığınız ilim ister fen bilimleri olsun ister sosyal bilimler o uğraştığınız ilmin için gerçek maneviyat yoksa muhakkak o ilmin bir tarafı eksik kalır.
Yarınları kazanmak dünden ders alıp bugün için çalışan bir toplumla mümkündür. Ünlü bir sanatçımızın dediği gibi ‘Eğitim sadece dört duvarı ve çatısı olan yer değildir. Eğitim her yerdir. Sadece öğretmenlerimiz eğitimin tamamını oluşturmaz. En az onlar kadar sorumlu ebeveynler vardır. Gençlerimizi bu kötülüklerden el birliğiyle kurtaracağız.
Kişilerin, karanlık yola girmesi bir hata olabilir ama çıkmaz yollara girmesi çaresizlik hatta acizlik olur. Bu yüzden lütfen çocuklarımıza kulak verelim. Onların en büyük ihtiyacı sizin ilginiz ve sevginizdir. Bir tebessüm, bir dokunuş evlatlarımızın karanlık yollarını aydınlatır, çıkmaz sokaklardaki engelleri kaldırır.
Selametle
Yorum Yazın